main-logo-retina (1)main-logo-retina (1)main-logo-retina (1)main-logo-retina (1)
  • Anasayfa
  • Araştırmalar
  • Eğitimler
    • Makaleler
  • Dijital Kaynaklar
    • Dijital Tarih Sözlüğü
    • Dijital Arşiv ve Kataloglar
    • Dijital Beşeri Bilimler Merkezleri
    • Dijital Tarih Bibliyografyası
  • TRDTİ Nedir?
✕
Map Warper ile Tarihi Haritaları Günümüze Uyarlamak
21 Ekim 2025
Tarih Disiplininde Yapay Zekayı Verimli Kullanmak
5 Kasım 2025

Tarihçilikte Paradigma Değişimi: Yapay Zekâ ve Dijital Tarihçilik

Tarih disiplini en köklü dönüşümlerinden birini yaşıyor. Yıllar boyunca arşivlerin sessizliğinde, belgelerin sararmış sayfaları arasında filizlenen tarihçilik, bugün dijital dünyanın dinamizmiyle yeniden şekilleniyor. Bu dönüşüm, yalnızca yeni dijital araçların kullanımı değil, aynı zamanda tarihsel bilginin üretimi, analizi ve yorumlanmasında köklü bir paradigma değişimini beraberinde getiriyor. Bu değişimin merkezinde ise iki kilit kavram yer alıyor: Dijital Tarih ve Yapay Zekâ.

Dijital Tarihçiliğin Yükselişi

Dijital tarihçiliğin temelleri, yirminci yüzyılın sonlarında arşivlerin, gazetelerin, mektupların ve resmi kayıtların sayısallaştırılmasıyla atıldı. Başlangıçta bu süreç, kaynaklara erişimi kolaylaştıran bir adımdı. Ancak çok geçmeden, sayısallaştırılan her belgenin aslında işlenebilir bir “veri” olduğu anlaşıldı. Bu farkındalık, tarihçinin rolünü de dönüştürmeye başladı. Artık tarihçi, yalnızca metinleri yorumlayan bir anlatıcı değil, aynı zamanda büyük veri setlerini analiz eden bir araştırmacı kimliği kazanmaya başladı.

Metin madenciliği (text mining), coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ile tarihsel mekân analizleri ve sosyal ağ analizi gibi yöntemler, tarihçilere daha önce fark edilmesi imkânsız olan örüntüleri ve ilişkileri görme olanağı tanıdı. Örneğin, on binlerce mektuptan oluşan bir koleksiyonu analiz ederek belirli bir dönemdeki entelektüel ağları haritalamak veya tarihsel gazete arşivlerinde belirli bir kavramın kullanım sıklığının zaman içindeki değişimini grafiksel olarak göstermek mümkün hale geldi. Tarihçiliğin değişimi, bu noktada tekil olaylardan makro düzeydeki eğilimlere odaklanarak yeni bir boyut kazandı ve beraberinde tarih metodolojisinde yeni kavramları beraberinde getirdi.

Yapay Zekâ Sahneye Çıkıyor: Veriden Anlam Çıkarma

Dijital tarihçilik kendi başına bir devrimken, yapay zekânın (AI) denkleme dahil olması bu devrimi bir üst seviyeye taşıdı. Yapay zekâ, özellikle de makine öğrenmesi modelleri, tarihçilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan bazılarına çözüm sunmaktadır. Özellikle devasa boyutlu ve yapılandırılmamış veriler bağlamında.

Yapay zekâ ve tarih birlikteliğinin en somut örneklerinden biri, el yazısı tanıma (Handwritten Text Recognition – HTR) teknolojileridir. Transkribus gibi araçlar sayesinde, daha önce okunması neredeyse imkânsız olan milyonlarca sayfalık Osmanlı, Avrupa veya Asya el yazması arşivi, artık makine tarafından okunabilir ve aranabilir metinlere dönüştürülmektedir. Bu, daha önce erişilemeyen bilgi evrenlerinin kapılarını aralamakta ve tarihçinin iş yükünü azaltmaktadır.

Yapay zekânın bir diğer önemli katkısı ise Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing – NLP) alanında görülmektedir. NLP modelleri, binlerce sayfalık doküman içerisindeki gizli temaları (topic modeling), metinlerdeki duygu değişimlerini (sentiment analysis) veya belirli varlıklar (kişiler, yerler, organizasyonlar) arasındaki ilişkileri otomatik olarak çıkarabilir. Bu sayede bir tarihçi, bir imparatorluğun çöküş dönemindeki bürokratik yazışmalarda artan karamsarlığı veya belirli bir siyasi figürün söyleminin zamanla nasıl evrildiğini nicel verilerle analiz ederek araştırmasına farklı bir boyut kazandırabilir.

Metodolojik ve Epistemolojik Bir Kırılma

Yapay zekâ ve dijital tarihçiliğin getirdiği yenilikler, sadece metodolojik birer gelişme değildir; aynı zamanda epistemolojik, yani bilginin doğasına ve nasıl elde edildiğine dair temel varsayımlarımızı da sorgulamamıza neden olur.

  • “Yakın Okuma”dan “Uzak Okuma”ya: Geleneksel tarihçilik, belirli metinlerin derinlemesine incelendiği “yakın okuma” (close reading) üzerine kuruludur. Dijital araçlar ise Franco Moretti’nin kavramsallaştırdığı “uzak okuma”yı (distant reading) mümkün kılar. Bu yaklaşım, tek bir metne odaklanmak yerine, binlerce metni bir bütün olarak analiz ederek genel yapıları, türleri ve eğilimleri anlamayı hedefler. Bu, tarihçinin sorularını “Bu belgede ne yazıyor?” sorusundan, “Bu dönemdeki binlerce belgenin ortak özelliği nedir?” sorusuna evirir.
  • Tarihçinin Yeni Rolü: Eleştirel Algoritma Okuryazarlığı: Algoritmalar, tarafsız matematiksel araçlar değildir. Eğitildikleri verilerin yanlılığını devralabilir ve pekiştirebilirler. Bu nedenle, modern tarihçinin görevi sadece tarihsel kaynağı değil, aynı zamanda o kaynağı analiz eden dijital aracı ve algoritmayı da eleştirel bir süzgeçten geçirmektir. “Bu sonuç neden ortaya çıktı? Algoritma hangi varsayımlarla çalışıyor? Veri setindeki hangi eksiklikler sonucu etkilemiş olabilir?” gibi sorular, tarihçinin temel sorgulama alanına girmiştir, girmelidir.

Sonuç: Geleceğin Tarihçiliği ve Yeni Paradigma

“Tarihçilikte Paradigma Değişimi” artık bir gelecek öngörüsü değil, içinde yaşadığımız bir gerçektir. Yapay zekâ, tarihçiyi asla gereksiz kılmayacaktır; aksine, onun yeteneklerini artıracaktır. Tarihçinin eleştirel düşünme, bağlamsallaştırma ve yorumlama becerileri, dijital araçların ürettiği ham sonuçları anlamlı tarihsel bilgiye dönüştürmek için her zamankinden daha değerli hale gelmiştir.

Yeni paradigma, disiplinler arası bir iş birliğini zorunlu kılmaktadır. Tarihçilerin, veri bilimcilerin ve bilgisayar mühendislerinin birlikte çalıştığı projeler, geçmişe dair anlayışımızı derinleştirerek yeni ufuklar açacaktır. Geleceğin tarihçisi, arşivdeki bir belgeye eğilen bir dedektif olduğu kadar, elindeki dijital pusulayla büyük veri okyanusunda yolunu bulan bir kâşif olacaktır. Bu yeni ve heyecan verici dönem, geçmişi anlamak için sorduğumuz soruları ve bulduğumuz cevapları kökten değiştirme potansiyeli taşımaktadır.

Emre Karakaya, Ankara, Ekim 2025

Paylaş

Önerilen içerikler

5 Kasım 2025

Dijital Tarih Çalışmalarında Beklentiler ve Hedefler


Daha Fazla Oku

Mail Gönderin: turkiye.dti@gmail.com

Hedefimiz

TRDTİ (trdti.org) olarak, Türkiye’deki tarih araştırmalarında dijital dönüşüme liderlik etme misyonuyla hareket ediyoruz. İleri dijital teknolojileri kullanarak tarih disiplinini geleceğe taşıyan projeleri ve öncü araştırmacıları bir araya getiriyor; kendimizi bu alandaki güçlü ve ulusal bir çatı oluşumu olarak konumlandırıyoruz.

Başlıca İçerikler

  • Map Warper ile Tarihi Haritalar Üzerine
  • Dijital Tarih Çalışmalarında Beklentiler
  • Tarih Disiplininde Yapay Zekayı Verimli Kullanmak
  • Tarihçilikte Paradigma Değişimi

İletişim

Tüm çalışmalar, içerikler ya da fikir alışverişi için bize mail bırakın:
turkiye.dti@gmail.com

© 2025 | Tüm Hakları Saklıdır | TRDTİ.ORG